blog.

Girişimciler İçin Filmler

SOSYAL AĞ

Yıl 2003. Kız arkadaşı tarafından terk edilen ve bunun acısını çıkarmak isteyen Harvard’lı Mark, kampüsteki tüm kızların bilgisinin olduğu veri tabanına sızar. Kimin daha güzel olduğunu seçebileceğiniz, adını Facemash koyduğu bir sayfa oluşturur. Önce sadece Harvard’da kullanılan sayfa gittikçe büyür ve Facebook’a dönüşür. Filmin başlarında bize asosyal olarak gösterilen ve şuan dünyanın en genç milyarderi olanMark Zuckerberg’in hayat hikâyesine de ışık tutan yapımda, bir milyarı aşan aktif kullanıcısı olan Facebook’un kurulma aşamaları anlatılıyor. Eğlence amaçlı ortaya atılan fikir bir anda tüm hayatları değiştirebiliyor. Aaron Sorkin’in en iyi senaryo dalında tek Oscar’ını aldığı filmdeki şu replik günümüzü de özetler nitelikte: “İnsanoğlu çiftlikte yaşadı, sonra şehirlerde yaşadı ve şimdi de internette yaşayacak!”

STEVE JOBS

Jobs’un dâhiliğine ikna olacağımız bir film. Karşımızda yine Sosyal Ağ filminden tanıdığımız Oscar’lı senarist Aaron Sorkin var. Hızla akan uzun diyaloglarından tanıdığımız yönetmen Sorkin bu filmde de repliklerle başımızı döndürüyor. Böylece konuşmaları takip edebilmek için bir an bile filmin başından ayrılamıyorsunuz. Jobs’un hayatına ciddi şekilde yön veren üç önemli konu ele alınıyor. 1984’teki Macintosh lansmanı, 1988’de Apple’dan kovulması ve 1998’deki iMac lansmanı. Bu dönüm noktalarının onun hayatını ne derece etkilediğini izliyoruz. Klasik anlamda bir biyografiden çok uzak olan filmde Jobs’un zekâsını, hırslarını ve kızıyla olan özel hayatını da görüyoruz. İki ortak Steve Jobs ve Steve Wozniak arasında geçen bu diyalog Jobs’u daha iyi tanımamızı sağlıyor : “Mühendis değilsin, tasarımcı değilsin. Duvara bir çivi bile çakamazsın. Nasıl oluyor da günde on defa Steve Jobs bir dahi cümlesini duyuyorum. Sahiden sen ne yapıyorsun?” “Müzisyenler enstrümanları çalar, ben ise orkestrayı yönetirim.”

UMUDUNU KAYBETME

Christopher Gardner adındaki bir röntgen cihazı satıcısının gerçek hayat hikâyesine dayanan film, zor zamanlar geçiren girişimcilere motivasyon kaynağı olacak nitelikte. Maddi zorluklar yaşayan Chris eşi tarafından terk edilir. Kirasını ödeyemediği için evden de atılınca oğluyla bir başına kalır. Oğluyla sokaklarda yaşamaya başlayan Chris, artık tercih edilmeyen ve piyasadaki ürünlere göre daha pahalı olan bir röntgen cihazını kendisi üretmişçesine pazarlamaya çalışır ama başarılı olamaz. Ünlü bir borsa şirketine altı ay boyunca hiç para almadan çalışmak ve staj sonunda seçilenler arasında yer almak şartıyla kabul edilir. Neyse ki hikâyemiz mutlu sona doğru gider ve Chris milyoner bir girişimci olmayı başarır. Filmin adı tam olarak hikâyeyi özetleyecek nitelikte ve başrolde olan Will Smith kendi oğluyla birlikte izleyici karşısına geçiyor.

THE WOLF OF WALL STREET-BORSA

“Hırs iyidir” repliğiyle hafızalarımıza kazınan, sinema tarihinin kült filmlerinden biri; 1987 yapımı Wall Street. Para kazanmak uğruna acımasız olan ama işin içine aile ve değerler girince çatışma yaşayan insanlar. İş dünyasının perde arkasını gösteren ve hırslarına yenik düşen insanları gözler önüne seren filmimiz genç borsacı Bud Fox üzerinden ilerliyor. Fox, çok iyi bir finansçı olmak için mücadele ederken hırsın vücut bulmuş hali, Wall Street efsanesi Gordon Gekko himayesinde piyasanın inceliklerini de öğrenmeye başlıyor. Ancak işlerin hiç de göründüğü gibi kolay ve “temiz” olmadığını anlıyor. Elde edilen zenginlik kadar ödenmesi gereken bedeller de vardır. Sistemin acımasızlığını çok iyi şekilde ortaya koyan, Michael Douglas’ın Oscar ödülü aldığı filmin 2010 yılında “Para Asla Uyumaz” adında devamı da çekildi.

 GÖKLERİN HÂKİMİ

Amerika’nın en zengin insanlarından olan, daha çok havacı kimliğiyle tanıdığımız ama Cehennem Melekleri adındaki filmi çekmek için babasının bıraktığı tüm serveti harcayan Howard Hughes’ın hayatı. Film, Hughes’in gençlik yılları ve uçma sevdası ekseninde ilerliyor. Hughes’in azim ve hırsını, havacılıkta çığır açmış projelerini, sektördeki rakibiyle girdiği mücadeleyi izliyoruz. Ve bunun yanında hayatını sekteye uğratan obsesif kompulsif bozukluğunu da. Bol Oscar’lı, Leonardo Di Caprio’nun başrolde olduğu bu filmi girişimciler sevecekler.

STAJYER

Yaşı 70’e dayanmış, eşini kaybetmiş ve emekli bir adam; Ben Whittaker. Artık evde oturmaktan sıkılmış ve bir işe yaradığını hissetmek istiyor. Genç bir kadın tarafından kurulan moda sitesinin kıdemli stajyer aradığını duyunca anında başvuruyor. Şirketin en yaşlısı olan Ben, yaşadığı kuşak çatışmasıyla da absürd durumlar sunuyor. İlk başta her ne kadar şirketin sahibi Jules onu ayakaltında dolanan birisi olarak görse de zamanla onun deneyimlerinden fazlasıyla faydalanıyor. Robert De Niro’nun başrolde olduğu Stajyer, komedi unsurları olan ve kendinde güç hissettikten sonrayaş gibi önemli bir sorunu aşıp sektöre tutunabilmeyi gösteren bir yapım.

JOY

Aşk acısı, iş hayatının zorlukları ve tüm bunlara eklenen maddi sıkıntı ile boğuşan ama yılmayan bir kadın;  ”Miracle Mop”un mucidi Joy Mangano. Yüzden fazla patentli ürün icat eden ve üç çocuğuyla tek başına ayakta kalmaya çalışan Joy’un bugünlere nasıl geldiğini ve mücadelesini anlatan film, özellikle kadın girişimciler için biçilmiş kaftan niteliğinde. Ailesini tek başına geçindiren, zeki, çalışkan ve en önemlisi üretken Joy’u Jennifer Lawrence canlandırıyor.

ÇOK PİŞMİŞ

Girişimcilik denilince aklımıza bilişim gibi belirli sektörlerin geldiği gerçek. Ama her meslekte girişimciler var, her şeye yeniden başlamaya çalışan Adam Jones’un işi aşçılık gibi. Çok usta bir şef olan ama sorumsuzluğu yüzünden batan Adam sil baştan bir kariyere atılır. Londra’da yeni bir restoran açarak, kazanması çok da kolay olmayan ve herkesin çabaladığı 3 Michelin yıldızını almaya çalışır. Sadece bir “aşçı” filmi olmanın ötesinde olan, kötü liderliğin risklerini vurgulayan girişimciler için ders niteliğinde olacak bir yapım.

ZEKÂ PIRILTISI

Yıl 1964. Robert Kearns yağmurlu bir günde otomobilinde giderken sürekli çalışan ve camları çizen sileceklerinden yakınır. Belirli zaman aralıklarıyla çalışan bir silecek modeli fikri aklına gelir ve bunu gerçekleştirir. Bu silecekler Ford’un da dikkatini çeker. Kearns, Ford ile birlikte çalışacağını düşünürken planları alınmış şekilde kapı dışarı edilir. Robert Kearns ne kadar büyük bir firmayla baş ettiğinin farkında olmasına rağmen kendi emeğini herkese kanıtlamak için tam on iki yıllık hukuki bir mücadeleye girer. Popüler oyuncu kadrosuna sahip olmadığı için pek bilinmeyen, onurlu bir mücadelenin uzun serüvenini anlatan gerçek bir hikâye.

PURPOSE

Yine kıyıda köşede kalmış tam bir girişimcilik macerasını anlatan bir film. 2002 yapımı bu film size Facebook fikrini hatırlatabilir. Bir yazılım düşüncesi olan kafadarların bunu hayata geçirme çabalarını izliyoruz. Purpose, hem girişimcilik hem de ortaklık konularında farklı bakış açıları sunuyor.

bir yorum yaz.

a
a

Apparently we had reached a great height in the atmosphere, for the sky was a dead black, and the stars had ceased.

fb. tw. ig.