21 Gram
Amores Perros’un başarısının ardından gelen 21 Gram’da Sean Penn, Naomi Watts ve Benicio Del Toro gibi ünlü oyuncular aldı. Naomi Watts ve Del Toro Oscar adaylığı kazanırken, film toplamda 26 ödül aldı. Tamamı el kamerasıyla çekilen, oyunculuk ve çok ince işlenmiş kurgusuyla ön plana çıkan film yine bir kesişen hayatlar hikâyesi. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman aralığında geçen film, üç farklı insanın başına gelenleri konu alıyor. Matematik profesörü olan Paul Rivers yaşamla ölüm arasında sıkıntılı günler geçirir. Yaşamına devam edebilmesi için kalp nakline ihtiyacı vardır. Cristina Peck zorlu günleri geride bırakmış eşi ve çocuklarıyla hayatına yön vermeye çalışan bir ev kadınıdır. Jack Jordan ise uyuşturucu ve alkol bağımlısı olan ama ailesiyle birlikte tüm zorlukları atlatmaya çalışırken dine bağlanan birisidir. Birbirinden tamamen bağımsız bu üç kişinin hayatları beklenmeyen bir kaza sonucu kesişir. Paramparça Aşklar ve Köpekler filminin de senaristi olan Guillermo Arriaga bu filmde de bir kaza ekseninde hayatları birleştiriyor. Ve filmin genelinde hâkim olan “şans” unsurunun hayatları ne kadar büyük değişikliklere uğratabileceğini gösteriyor. Dünyada sadece kendi hayatımızı yaşamıyoruz, tercihlerimizle aslında başka insanların hayatlarını da etkiliyoruz. Ve 21 Gram’ın o hafızalara kazınan üzerinde uzun uzun düşünülecek replikleri ile adeta belirli bir sırası olmayan sahnelerin birleşiminden oluşmuş gibi duran filmi çok daha anlamlı bir yere koyuyor: “Ölürken 21 gram kaybediliyormuş. Peki, hayatta kalanın vicdan azabı kaç bin ton? Küçük kızın gözüne değen bakışlarını ölçecek birim sistemi var mı? Ölürken bile istediği mavi ayakkabıları giyemez mi insan? Hayat devam ediyor mu, yoksa hayatlar hayat devam ederken bitiyor mu? İşte bütün mesele bu. “